İlim Hikmet Vakfı - KAYSERİ
+90 352 231 80 92
info@ilimhikmet.org.tr
  • KOZAKLI KARDEŞLİK KAMPI 2020
  • AZEZ
  • Kasım 2019 çay saati
  • Şule Yüksel Şenler
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Çay Saati
  • İHV 13. Olağan Genel Kurulu Yapıldı
  • Murat Cahit Cıngı, Gençlere 100 Yıllık Değişim Sürecini Anlattı
  • Senai Demirci'den Kıssalarla Terapi Atölyesi
  • Kalem Düşünce Kulübü Panelinde Kuşak Farklılıkları Tartışıldı
  • İlim Hikmet Aile Kampı Yapıldı
  • İlim Hikmet Vakıf Bülteni 2. Sayısı Çıktı
  • AÖB Orta Öğretim Ara Dönem Kampı Yapıldı
ESMAÜL HUSNA
DÜŞÜNCE AKADEMİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ
Dr. Can Deveci Düşünce Akademisinde Konuştu

 İngilizler Ortadoğu’yu Nasıl İcat etti?

 

İlim Hikmet Vakfı Düşünce Akademisi Derslerinin bu haftaki konuğu, Tarihçi Strateji Uzmanı Dr. Can Deveci oldu.

 

Dr. Can Deveci, İngilizler Ortadoğu’yu Nasıl İcat etti? Konulu bir seminer verdi.

 

İngilizlerin Ortadoğu planlarının anlaşmalar üzerinden şekillendiğini vurgulayan Dr. Can Deveci  konuşmasını şu şekilde sürdürdü;

 

‘Genellikle, İngilizlerin bölgedeki düzen oluşturma çabaları son 150 yıl içindeki anlaşmalar üzerinden okunuyor.  Yapılan anlaşmalarla bölge haritalarının nasıl değiştirilmeye çalışıldığını biliyoruz.

 

18. Yüzyılın sonlarında dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi değişimler neticesinde insanlar, bir şekilde yaratıcıyla irtibatını kopararak, kendi akıllarıyla dışarıdaki dünyaya nasıl yön verebilirim sorusu üzerinde çalışmaya başladılar. Kendi aklımla bunu gerçekleştirebilirim şeklinde bir düşünce gelişti Avrupa’da.  Bununla paralel, sanayi ve teknoloji gelişti, modernleşme süreci başladı.  Örneğin sosyal bilimlere geldiğimizde bu milliyetçilikte kendini gösterdi. Etnik olanı ortaya çıkarma, etnik olandan daha alt etnik yapıları icat etme şeklinde tezahür etti.  

 

Ve sonunda da Avrupa’da arkeoloji, tarih ve sosyal bilimler gibi alanlar gelişti. Arkeolojinin kendini gösterdiği en önemli alanda coğrafya oldu. Coğrafyanın içerisinde de harita çizimi diye bir alan gelişti. Artık tarihçiler ve arkeologlar kendi alanlarında çalışırken, siyasilere hizmet eder oldu.  Avrupalı birçok gezgin ve arkolog, Ortadoğuya gezilere çıktılar. Bu seyyahların bir çoğu, 1920 sonrası İngiltere’de kurulan Ortadoğu Ofisinin özel memur ve danışmanları oluyorlar.

 

Ve böylece boş bir kağıt üzerine harita çizimi yapan kişiler ortaya çıktı. Günümüzdeki birçok problemin kaynağı, bu boş kağıtlar üzerine çizilen haritalar. Çünkü haritaların geçtikleri sınırlarda yaşayan insanların bazı özellikleri göz ardı edildi. Din, dil, yeni litaratürümüze sokulan etnisite ayrımları göz ardı edilerek çizimler yapıldı. Müslümanların yaşadığı coğrafyayı paramparça etmeye yönelik çizimler yapıldı. Aynı millet, aynı  aile, aynı topluluk, aynı inanç mensubu coğrafyalar harita üzerinde ayrıldı. Ve tek bir devletten 30 devlet çıkacak şekilde haritalar çizildi. Ve günümüzde bu bölünen 30 ulus devletten ilave 14 etnik devlet daha çıkarma çalışmaları yapılmaya devam ediyor. Bu ayrımlar kimin işine yarıyor bölgede? İsrailin işine yarıyor.

 

1922 yılında İngiliz arşivlerinde bulunan gizli bir belgelerden birinde şu ibare geçiyor: ‘Sakın Türkler, El Bab’dan aşağı inmesin’.  Bunu İngiliz 100 yıl önce stratejik olarak yazmış.  El Bab’a kadar 54 km İnen Türk Ordusunun hangi planları bozduğunu varın siz hesap edin.’