İlim Hikmet Vakfı - KAYSERİ
+90 352 231 80 92
info@ilimhikmet.org.tr
  • KOZAKLI KARDEŞLİK KAMPI 2020
  • AZEZ
  • Kasım 2019 çay saati
  • Şule Yüksel Şenler
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Anadolu Platformu Teşkilat Şurası
  • Çay Saati
  • İHV 13. Olağan Genel Kurulu Yapıldı
  • Murat Cahit Cıngı, Gençlere 100 Yıllık Değişim Sürecini Anlattı
  • Senai Demirci'den Kıssalarla Terapi Atölyesi
  • Kalem Düşünce Kulübü Panelinde Kuşak Farklılıkları Tartışıldı
  • İlim Hikmet Aile Kampı Yapıldı
  • İlim Hikmet Vakıf Bülteni 2. Sayısı Çıktı
  • AÖB Orta Öğretim Ara Dönem Kampı Yapıldı
ESMAÜL HUSNA
DÜŞÜNCE AKADEMİSİ
FOTOĞRAF GALERİSİ
Prof. Dr. Yunus Apaydın, Ehli Hadis-Ehli Rey zihniyetini anlattı

 Kayseri İlim Hikmet Vakfı Düşünce Akademisinin bu haftaki konuğu Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yunus Apaydın oldu. Apaydın, Ehli Hadis ve Ehli Rey zihniyetinin oluşumu ile ilgili bilgiler verdi.

 

Düşünce tarihimizin Ehli Rey ve Ehli Hadis üzerinden okunması gerekliliğini dile getirerek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Yunus Apaydın şunları söyledi:

 

‘Tarihimiz, düşünce dünyası bakımından oldukça zengin. Bu düşünce tarzlarını Ehli Rey ve Ehli Hadis çizgisine yerleştirerek okumak mümkün olabilir mi sorusunun cevabı, her bir düşüncenin ana hatlarını ve farklı tonlarını belirleyebilirsek bu mümkün olabilir. Tarihimizdeki tüm düşünce tarzlarının bu iki çizgiden birisine yerleştirileceği kanaatindeyim. Ehli Hadis çizgisinde olup da Rey’e yakın olan da olabilir bunun tersi de olabilir. Farklı insanların olduğu yerde farklı düşünce tarzları elbette ki olacaktır.

Bu ayrışma fıkıh eksenli olmakla birlikte genel İslam düşünce dünyasını bu şekilde sınıflandırmak mümkün olabilir.

Tarih içinde bu iki sınıflandırmanın dışında da tasniflerin yapıldığını görüyoruz. Bu tasnifler de yapanların anlayışlarına göre farklılıklar gösterebiliyor. Mesela Şehristani de bu şekilde bir tasnfte bulunuyor. Ehli Rey zihniyetinin temel özelliklerinin başında kıyas geliyor. Biz bu kıyascılığı, rasyonallik veya rasyonalite olarak çevirebiliriz. Ve bunun içerisine de illet, hikmet ve maslahat tabirlerini yerleştirebiliriz.  Yani bir ayet veya hadis metn, sadece literal olarak, dış anlam olarak anlaşılmamalı, bu metine anlam verilirken ve hayata geçirilirken, illet, hikmet ve maslahat kavramları, hatta hepsini toparlayacak şekilde makasıd-ı şari kavramı da dikkate alınmalıdır. Yani metni, salt literal anlama mahkum etmemek ve o metni makasıd-ı şari ışığında anlamaya çalışmak gerekiyor.

Ehli Rey dediğimizde ilk akla gelen isim Ebu Hanife’dir.

Ehli Hadis ise, hadis toplamakla meşgul olurlar. Mümkün olduğu kadar hadisleri çoğaltmaya uğraşırlar. Hadis tahsiline uğraşırlar. Buradaki tahsil, hadis eğitim ve öğretimi demek değildir. Hadis tahsili demek, hadis bulmak/toplamak anlamındadır. Ehli Hadis daha çok bu uğraş içindedirler. Rasyonel zemini fazla dikkate almazlar. Metinden hareketle problemi çözmeye çalışırlar.

İbni Haldun bu zihniyet ayrışmasını mekan ve coğrafya üzerinden yapmaya çalışmıştır. Iraklıların daha çok Ehi Rey olduğunu, Hicazlıların ise daha çok Ehli Hadis olduğunu, hatta Irak’ta Rey’e daha fazla yer verilmemesinin sebebinin orada hadisin az olmasına bağladığını görüyoruz. Orada Hadisin az olması fikrine ben çok katılmıyorum. Bu mesele hadisin azlığı veya çokluğu ile doğrudan ilgili bir mesele değildir.

Mesela Malik, Şehristani’nin ve İbni Haldun’un  tasnifinde Ehli Hadis içinde yer alır. Ama İbni Kuteybe’nin daha önceki tasnifinde Malik Ehli Rey gurubu  içinde kalır. Bana göre de Malik Ehli Rey içinde yer alır. Bu tasniflerde Şafiî, Ehli Hadis içinde yer alır.

Şafii’nin konumuna değin farklı değerlendirmeler de yapılmıştır. İmam Şafi, Ehli Hadis ve Ehli Rey’i meczedenler içinde yar alır. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda da hep Şafii’nin üçüncü yolcu, sentezci, orta yolcu olduğu ile ilgili kanatlar belirtiliyor. Ben buna da katılmıyorum. Aslında bu iki uç arasında gösterilen itidal anlayışı subliminal bir mesaj içeriyor. Bu da Şafii’yi sempatik hale getirme çabasının bir ürünü gibi gözüküyor. Bu konuda ben farklı düşünüyorum: Şafii, Ehli Hadis düşüncesinin teorisyenidir.  Yani Şafii, Ehli Hadisi sistematize ederek, Ehli Rey karşısında eleştirebilecek duruma getirdi. ‘