Erü İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salahattin Polat, İlim Hikmet Vakfı Düşünce Akademisinde Konuştu:
‘Gelenek, ne mutlak doğru, ne de mutlak yanlıştır’
İlim Hikmet Vakfı Düşünce Akademisi seminerlerinde Prof. Dr. Salahattin Polat ‘Gelenek ve değişim’ konulu bir seminer verdi.
Toplumların kendilerinden önceki nesillerden devraldıkları her türlü maddi ve manevi değerlere gelenek denildiğini belirten Prof. Dr. Salahattin Polat, geleneğin kültürden en önemli farkının kültürün hepsinin geçmişten kaynaklanmayacağını, günümüzden de kaynaklanabileceğini vurguladı.
Muktedir güçlerin toplumu şekillendirme gayretlerinin, toplum üzerinde tahakküm oluşturarak, kültürü ve geleneği şekillendirdiğini ifade eden Polat, bu açıdan kültür ve geleneğin tahakküm eden güçlere hizmet ettiğini ve bu görüşün de daha çok Marksistler tarafından savunulduğunu söyledi.
Topluma tahakküm eden güçlerin, topluma hükmederken bunu zulmetmeden nasıl yapacakları sorununun en temel sorun olduğunu, bunun çözümünün kuvvetler ayrılığına dayanan yönetim mekanizması olduğunun altını çizen Polat, hakim ve savcıların adalet duygusuyla hareket etmeleri gerektiğini ve hangi inanç ve düşüncen olursa olsun bu ölçütten ayrılmamaları gerektiğini vurguladı.
Toplumdaki adalet duygusunun sarsılmasının, topluma ihanet olduğunu belirten Salahattin Polat, hüküm verme makamında olanların her kim olursa olsun zere kadar adaletten sapmamaları gerektiğini, bunun aynı zamanda imanî bir sorumluluk ve Müslümanlığın gereği olduğunu ifade etti.
Geleneğin mutlak doğruluğu veya mutlak yanlışlığı ifade etmediğini belirten Polat, geleneğin mutlak kabul edilmesi veya mutlak reddedilmesi yerine sorgulanarak, belirli ölçütlere göre eleştiriye tabi tutularak kabul veya reddedilmesi gerektiğini, en önemli sorunun da bu ölçütün kimin anlayışına göre olacağının belirlenmesi olduğunu vurguladı.
Bir fikri kabul ettirmek için toplumsal güç odakları tarafından benimsenmesi gerektiğini belirten Salahattin Polat, bu güç odaklarının benimsediği İslami yorum hangisiyse toplumsal düşüncenin de ona göre şekillendiğini ifade etti.
Kimin İslami yorumunun doğru olduğunu tesbit etmenin de kolay olmadığını, azınlığın veya çoğunluğun kabullerinin de her zaman doğru olanı karşılamadığını vurgulayan Polat, konuşmasını ‘en doğrusunu Allah bilir’ sözleriyle tamamladı.